İnsanda zamanla oluşan yaşlanma, stres, güneş etkileri, sigara hava kirliliği menopoz gibi faktörler hücre düzeyinde serbest radikallerin üretimini hızlandırarak ciltte gerçekleşen kırışıklıkları arttırmaktadır. Yıllar geçtikçe yaşlanma tabii ki de kaçınılmazdır fakat etkilerini azaltmak ve geciktirmek kişilerin kendi elindedir.
Bu geciktirme işlemlerinden bir tanesi de dolgu işlemidir. Dolgu, orta ve derin kırışıklıkları gidermek için yapılan ameliyatsız bir uygulamadır. Her insan genç kalmak ve genç hissetmek ister. Dolgu, bunun için en çok başvurulan yöntemlerden biridir.
Dolgu, clostridium botulinum isimli bakteriden elde edilen tıbbi bir proteindir. Bu protein, aslında daha uzun bir süredir göz ve nörolojik hastalıkların tedavisinde kullanılmaktadır. Kırışıklıkları gidermek amacıyla ise 10 yıldır başarılı bir şekilde kozmetik kullanımında yer almaya başlamıştır.
Ameliyatsız bir uygulama olması sebebiyle erkek ve kadın bireylerde bu yönteme sıklıkla başvurulmaktadır.
Dolgu, yüzde oluşan kırışıklıkları ve ince çizgileri yok etmek için en güvenilir ve en kolay yollardan biridir. Dolgu uygulamasında herhangi bir kesme işlemi gerçekleşmez. Uygulama yapılan kişi herhangi bir acı ya da ağrı hissetmez. Aynı gün içerisinde işlerine kaldığı yerden devam edebilir.
Estetik açıdan popüler olan dolgu, tıbbi amaçlarda da uygulanmaktadır. Özellikle aşırı terleme, migren ağrıları, diş gıcırdatma ya da kas rahatsızlıklarının tedavisinde de yaygın olarak kullanılmaktadır.
Dolgu uygulamasının gerçekleştirilme nedenlerinden ilki, kozmetik dematolojide yaşlanma ile birlikte yüzümüzde belirginleşen kırışıklıkları ve çizgileri azaltmak içindir. Aynı zamanda ve bazı kişilerde daha sık olarak görülebilen aşırı terlemelerin (Hiperhidrosis) giderilmesi amaçları ile kullanılmaktadır. Nörolojide ise spastik kas problemlerinin giderilmesinde ve şaşılık gibi göz hastalıklarının tedavisinde uygulanmaktadır.
Dolgu’nun hem tedavi edici, hem de koruyucu özelliği vardır. Yıllar içerisinde yüze yerleşmiş çizgilerin tamamen açılmasını sağladığı gibi, henüz yüze yerleşmemiş ancak tekrarlayan kas hareketleriyle belirginleşen çizgilerin derinleşmeden düzelmesini sağlar. Ayrıca ter bezlerini bloke edici etkisiyle aşırı terlemeyi sonlandırır.
Botoks uygulaması, sıklıkla yüzdeki kırışıklıkların giderilmesi ve koltukaltı terlemelerinin tedaviside kullanılır. Hem tedavi edici hem de koruyucu özelliğini barındıran dolgu uygulaması, yıllar içerisinde yüze yerleşmiş çizgilerin açılmasını ve düzelmesini sağlar. Ayrıca ter bezlerini bloke ederek aşırı terlemeyi durdurur.
Yaşlanmanın etkisi ile alın, göz çevresi, kaş arası, burun yan duvarı, dudak üzerinde, ağız çevresinde, boyun derisinde mimik kaslarının kasılması sonucu çizgiler oluşur. Kaş ve burun yan duvarlarındaki çizgiler kızgın yüz ifadesine; göz çevresi ve alındaki çizgiler yaşlı ve yorgun bir ifadeye sebep olurken ağız çevresindeki çizgiler sonucunda üzgün bir ifade ile karşılaşırız. Dolgu uygulaması ile yüzün bu bölgelerdeki mimik kaslarını geçici olarak durdurarak yorgun, kızgın ve üzgün yüz ifadelerini ortadan kaldırılmış olur.
Dolgu işlemi, yüz kaslarına hâkim tecrübeli ve deneyimli uzmanlar tarafından gerçekleştirilmelidir. Enjekte edilen bölgede hafif bir yanma ve acı hissedilebilir. Bu acı şiddetli değildir. İşlem yapıldıktan sonra, çevre kaslara dağılmaması için, o bölge ovuşturulmamalıdır.
Nefertiti dolgu olarak adlandırılan dolgu işlemi ile çene ve boyun çizgilerinin giderilmesi amaçlanmıştır. Mısır kraliçesi Nefertiti’den ismini alan bu yöntem, çene ve boyun hatlarını toparlayarak gerginleştirmeyi amaçlar.
Dolgu işlemini yaptırmak isteyen kişi, beklentilerini ve endişesini doktoruyla paylaşmalıdır. Doktorunuz tedavi sayesinde alacağınız sonucu sizlerle paylaşarak uygun tedaviyi sağlayacaktır. Her hastanın kendi kas yapısı ve cilt özelliği vardır. Doktorunuz sizin yapınıza göre dolgu işlemini uygulayacaktır.
İşlem öncesinde, lokal anestezi sağlaması adına krem sürülür. Kişinin kas yapısı göz önünde bulundurularak çok ince uçlu iğnelerle enjeksiyon yapılır. Tedavi genelde 10 – 15 dakika arasında sürer. Uygulanan ilaç, yalnızca enjekte edilen bölgede etkilidir. Genel dolaşıma bir etkisi olmaz.
Dolgu uygulamasının ömrü, uygulanan bölgeye, kişiye ve kullanılan doza göre değişiklik gösterebilir. Genel olarak dolgu işleminin süresi 4 – 6 ay arası bir süreyi kapsamaktadır. 2. Uygulamadan sonra dolgu işleminin etkisi uzar. Dolgu etkisinin daha uzun etkisini gözlemlemek için kişi en az 5 – 6 seans aynı bölgeye dolgu işlemi uygulatmalıdır.
İşlem uygulanmadan önce, morarma ve şişkinlik oranını arttıracağı için, aspirin türevi kimyasal ilaçlar ve E vitamini içeren ilaçlar kullanılmamalıdır. Sinir-kas sistemine ait hastalığı olan kişilerde (Eaton-Lambert Sendromu, Myasteniagravis gibi), hamilelere ve emzirenlere dolgu uygulanmamalıdır.
Dolgu işleminin etkisi, uygulanan kişiye göre değişiklik göstermektedir. Kalıcılığı 4 – 8 aylık süre içerisinde değişir. Seanslara düzenli gidilir ve dikkat edilirse kalıcılık süresi artış gösterir. Enjeksiyon sonrasında yan etkiler, genellikle kısa bir süre içerisinde kendiliğinden geçer.
Dolgu işleminden sonra dikkat edilmesi gereken bazı noktalar vardır. Dolgu işleminin kalıcı olması için bu noktalara dikkat etmek gerekebilir.
Uzman kişiler tarafından uygulandığı sürece Dolgu işleminin bir zararı yoktur. Uygulamadan sonra ciltte hafif kızarıklık ve morluk oluşabilir. Bununla birlikte hafif acı ve ağrı meydana gelebilir.